"Ey iman edenler, siz Peygambere mahrem bir şey arzetmek istediğiniz vakit bu mahrem konuşmanızdan evvel sadaka verin. Bu sizin için daha hayırlı, daha temizdir. Şayet (buna imkân) bulamazsanız şüphe yok ki Allah çok mağfiret edici, çok esirgeyicidir" (Mücadele, 12) meâlindeki âyet nazil olduğu zaman Hz. Resûlullah (sas) bana: Ya Ali "(Bu sadakanın) bir dinar olmasına ne dersin?" diye sordu. Ben: "Bu miktar çoktur, takat getiremezler" dedim. "Yarım dinara ne dersin?" dedi. "Ona da takat getiremezler" dedim. "Öyleyse ne kadar olsun?" dedi. "Bir kıl (ağırlığında altın) miktarı" dedim. "Sen de pek parasızsın!" dedi.
Bunun üzerine şu âyet indi: "Mahrem konuşmanızdan evvel sadakalar vereceğinizden korktunuz mu? Çünkü işte yapmadınız. (Bununla beraber) Allah sizin tövbelerinizi kabul etti. O hâlde namazı kılın. Zekâtı verin. Allah ve Peygamberine (diğer emirlerinde de) itaat edin. Allah ne yaparsanız hakkıyla haberdardır" (Mücadele, 13).
Hz. Ali (ra) der ki: "Allah, benim sebebimle bu ümmetin mükellefiyetini hafifletti."
Mücadele Suresi ; Hz. Ali (ra) ; Tirmizi, Tefsir, Mücadele, (3297)