Sanatın estetikle yol arkadaşlığı kaçınılmaz. Estetik ve hikmet arasında ne tür bir ilişki var? Hikmet-sanat ilişkisinin insan ruhundaki karşılığı sizce nedir ve bu anlamda, sanatın ilahi olanla bağlantısına dair neler söylemek istersiniz?
Cenâb-ı Hakk’ın Esmaü’l Hüsna’sı var. Rabbimiz kendini bize isimleriyle tanıtıyor. Bu isimler aynı zamanda kâinata tecelli ediyor. Yani kâinatın varlığı, varlığının devamı, göklerde ve yerdeki bütün hâdiseler ve bütün varlıklar, Allah’ın isimlerinin tecellisiyle meydana geliyor, oluyor, varlıkta kalıyor.
Allah, “Muhyî” ismiyle hayat veriyor, “Hâlık” ismiyle yaratıyor, “Kayyûm” ismiyle varlıkta tutuyor, “Sâni” ismiyle her yaptığını sanatlı yapıyor. “Sun” fiilinin faili Cenâb-ı Hakk’tır. Sâni isminin tecellisiyle her eserini sanatkârane yapar.
Yarattığı her bir meyvede bunu görmek mümkün. Elma ya da portakal bir yandan besleyicidir, içinde vitamin vardır, mineraller vardır, bir yandan da estetik yönünden, güzellik yönünden insanın sahip olmak isteyeceği bir renge, bir desene, bir surete sahip. Evvela görüyorsun, ilgini çekiyor, ardından kokluyorsun, ayrıca ilgini çekiyor, sonra tatmak istiyorsun, bakıyorsun tadı da güzel.
Yanı sıra Musavvir ismi tecelli ediyor, onda suret meydana geliyor. Bütün varlıkların sureti var. Sureti çekseniz bir varlıktan, varlık yok olur. Yani her isim, kâinatı ayakta tutan bir renk tonu gibi âdeta. Her varlık Cenâb-ı Hakk’ın esmasıyla ayakta duruyor.
Estetiğin yanı sıra bir de hikmet boyutu var. Hakîm isminin tecellisi. Allah her yaptığını, her yarattığını mutlaka faydalı, yararlı, menfaatli, maslahatlı yaratıyor. Katiyen abes yapmıyor.
İki isim bir araya geliyor. Birisi Sâni’. Yani sanatkârane yapıyor. İkincisi Hakîm. Yani hikmetli ve faydalı. İslam sanatında bu iki ismin tecellisi çok önemli. Bunu iyi kavramak lazım. Bir mümin sanat eseri üretirken, bu iki noktaya muhakkak dikkat etmek durumunda.
Nitekim bu tavsiye ayetlerde de var. “Muhakkak ki All...
Yazının tamamını dergimizden okuyabilirsiniz.