Nefisle Mücadele

Allah (c.c) insanlara yaratılışlarında, bazı kötü ve güzel duyguları birlikte vermiştir. Bir insan "Ben Türküm" diye bu manada övünemeyeceği gibi veya "Boyum niye bu kadar kısa!.." diye üzülemeyeceği gibi ve hatta Allah (c.c) indinde bu yaratılışlarından mesul tutulmadıkları gibi, nefislerindeki marazlardan da mesul değillerdir. Fakat o marazlara uymaktan, o kötü hislere kapılıp bu kötülüklerini icraata dökmekten dolayı mesul tutulacaklardır.

Çünkü bu duyguların insanın yaratılışında var olması Rabbin duygusu, bunlara uymak ise nefsin duygusudur. Buna göre bir insan nefsinin kötülüklerini tesbit ederken utanmamalı - ki bu kötülükler ne kadar ayıp utanılacak günahlar şeklinde olsa da farketmez- onları güzelce tesbit ederek Allah'ın (c.c) kendisine, yenmesi için verdiği düşmanını bir güzel tanımalıdır.

Sonra onu yenmek için Allah'ın (c.c) kendisine gerekli gücü verdiğini de bilmeli ve onunla imtihan gereği mücadele ederek, nefsini değil Rabbini hoşnut etmeye çalışmalıdır.