"Ben insanların fikirlerine saygılıyım, herkesin fikrine saygı duymak gerekir.. vs." gibi sözleri hemen herkes ifade eder. Ancak, bütün dünyanın bağrına bastığı Şeyh Geylani'leri, Şeyh Mevlana'ları veya isimleri daha az bilinen nice evliyaları gereksiz gördüğü halde, kendilerini, insanların fikirlerine saygılı kişi gibi göstermeye çalışan münafıkların niyetini biraz kurcalamak istiyorum. Bakınız; bu zihniyetteki bir insan şayet Şeyh Mevlana Hazretlerini övüyor ama diğer evliyaları, adı herkesçe bilinmeyen nice Şeyh ve Mürşidleri karalıyorsa, bu kişinin Şeyh Mevlana'yı övmesinin sebebi, bütün dünyanın Şeyh Mevlana'yı tanıdığını ve saygı gösterdiğini bildiği içindir.
Yani böyle bir ikiyüzlünün Şeyh Mevlana'yı övmesi, Şeyh Mevlana'yı seven böylesine büyük bir kitleyi karşısına almaktan korktuğu içindir. Oysa kalbinden geçen tam tersidir. Düşüncesini söyleyemeyecek kadar korkak ve riyakardır. Bu insancıkların, kendi kokuşmuş fikirlerinden başka hiç kimsenin fikrine saygıları falan yoktur. Yaptıkları takiyyedir. Böyle oturaklı konuşmaları kibirlerinden ve eleştirilme korkularındandır. Zira dikkat ettiyseniz, Şeyh Mevlana'yı öven bir kişi, aynı şekilde evliya olan ama ismi Şeyh Mevlana kadar duyulmamış başka bir evliya için tam tersini söylemektedir. Mesela türbe adabını bilmeyen kişileri eleştirirken, o türbeye gelen insanlarla beraber türbede yatan kişiyi de eleştirme fırsatını hiç kaçırmazlar. Nasıl olsa orada yatan evliya Şeyh Mevlana kadar tanınmamış biri. Eleştirse bile kimse tanımadığı için halk kızmayacak, kızan olursa da sayıları çok az olacağı için eleştirenin kariyerine bir zarar da gelmeyecek.
Böylelikle, adı herkesçe bilinmeyen (mesela) evliya Mehmet efendinin türbesine giderek orada cahilce davranışlarda bulunan insanlara, "bir ölüden menfaat bekleyen insanlar" diyerek her iki tarafa da hakaret yağdırırken, cümle evliyalara hakaret yağdırmak olan asıl niyetini kusma fırsatı bulmuş olurlar. Zira, adı duyulmamış falanca evliyanın türbesine giden ölçüsü bozuk cahillerin, türbede yaptıkları ne idüğü belirsiz hareketleri eleştirirken, halk da doğru olan bu eleştirilere katılacağı için, doğrularının arasında evliyaları kötülemek gibi yanlış fikirlerini de halka yutturarak evliya münkirliği yapmak için fırsat bulurlar. Halbuki, aynı ölçüsü bozuk kişiler, o yaptıkları yamyam danslarını Şeyh Mevlana'nın türbesinde yapsalar, hemen o kişileri oradan uzaklaştırırlar ve Şeyh Mevlana için de herhangi bir eleştiride bulunamazlar. Neden ? Hayır, hayır... Şeyh Mevlana'ya saygıdan değil, saygı bahane. Sebebi; Şeyh Mevlana tanınmış bir evliyadır ve oradaki ölçüsü bozuk kişilerle beraber Şeyh Mevlana'ya da hakaret yağdıran kişi halkı gırtlağında bulur. Peki neden adı duyulmamış bir evliya için aynı tavır gösterilmiyor.? Neden "bir ölüden menfaat uman cahillerin türbelerde yaptıkları saçmalıklar..." diyerek söze başlanıyor ve orada yatan evliyayı da cahillerle beraber karalıyorlar.? İşte bu tavır o kişinin kahrolası niyetini açığa çıkarır. Niyet, evliya münkirliği ve gerçek mürşitlere duydukları haset ve kıskançlıktır.
Oysa Evrensel değerlere saygı her toplumda vardır. Mesela Allah'a saygı evrensel bir değer olduğundan, yani çok büyük bir kitlenin değer verdiği bir inanç olduğundan, inanmayan kişiler dahi bunun bir değer olduğunu kabul ettikleri için, inanan kişinin inancına saygılı davranmaktadırlar. Ateistler bile, "Ben inanmıyorum, ama inanan kişinin bu düşüncesine de saygı duyarım" diyerek, manevi değerleri kabul ettiklerini dürüstçe söylerler. Fakat ülkemizde bir vefasızlık almış başını gidiyor. Evliyalarımız da nadir ülkelerde rastlanan evrensel değerlerimizdendir ve biz her hazinemizi heba ettiğimiz gibi evliyalarımızı da her nedense heba etmek için adeta mücadele veriyoruz. Yetmiş milyonun karşısına çıkıp da hiç utanmadan evliya münkirliği yapan insanlar acaba " ben herkesin fikrine saygı gösteren bir insanım " derken ne kadar samimiler ? Bu mudur insanların fikrine saygı.
Evliyalara saygı ve sevgi sadece üç-beş kişinin mi fikridir ki saygı gösterilmeye gerek duyulmasın. İslâm'ı bir hazreti insandan daha güzel kim anlatabilir ve yaşayabilir. Kafası islamî ilimler konusunda bomboş olan birisi bile sadece evliya tellallığı yapsa, eline davulu alıp "Evliyalar var...Evliyalar var..." diye ramazan davulcusu gibi sokak sokak dolaşsa ve bunun yanında başka hiç bir şey de yapmasa bile, vallahi evliyaları kötüleyen bir alimden kat be kat faydalı ve saygılıdır. Bu davulcunun kendisi Evliyalara inanmasa bile, inanan diğer insanların düşüncelerine saygılı olduğuna dair bu kadarcık bir davranışı bile yeterli bir ispattır.
Bir ateist kadar bile manevi değerlere saygısı olmayan bir insan, "Benim herkesin düşüncesine saygım vardır" derken, bu sözü ile ancak kendisindeki o koskoca manevî yırtığı yamatmak istemiştir, başka bir niyeti yoktur. Şeyh Mevlana, böyle kişilere dahi yardım edip yırtıklarına yama olmuştur. Bu kişiler Şeyh Mevlana sayesinde eleştiri oklarından kurtulma imkanı bulurlar, oysa ne Şeyh ne de Mevlana zerre kadar umurlarında bile değildir. Eh, bu da bir şeydir. Ne demişler, yamalı dolaşmak ayıp değil, yırtık dolaşmak ayıptır. Yatın kalkın da Şeyh Mevlana gibi evliyalara dua edin.