Ahlakın Kazanılmasında Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Rolü / Ayşe Şakar

İmam Gazzâlî’nin ahlaka dair değerlendirmelerinde esin kaynakları nelerdir? İmam Gazzâlî, iyilik kavramını nasıl açıklamaktadır?

Gazzâlî, ahlâk kavramını insanın manevî yani iç dünyası anlamına gelen “hulk” ve insanın dış görünüşünü ifade eden “halk” sözcükleri çerçevesinde açıklamıştır. Gazzâlî’ye göre ahlâk, “Nefste/ruhta yerleşmiş bulunan, eylemlerin kolaylıkla ve rahatlıkla, düşünmeden, tereddüt etmeden kendisinden doğan meleke” dir. Gazzâlî’ye göre ahlâk, insana iyi ve erdemli olmada ne yapılması gerektiğini gösteren ilimdir. Gazzâlî, ahlâk anlayışını nefs, kalp, mutluluk, akıl ve nakil konularıyla sistemleştirmiştir.

İyi ve kötü, Gazzâlî’nin ahlâk anlayışında önemli bir yer edinmektedir. İyi kavramını “hayr” olarak ele alan Gazzâlî, iyinin herkesin, her şeyin arzuladığı şey olduğunu söyler. Bu açıdan Gazzâlî’nin ifadesiyle iyi ahlâk, istenilen ve güzel görülen davranışları kapsamaktadır. Dolayısıyla iyi ahlâk, erdemli davranışlardan meydana gelmektedir. Gazzâlî’ye göre iyi olan şey, eylemin failine uygun olmasından kaynaklanır. Burada Gazzâlî, iyiyi eylemin hedefine uygun olmasıyla açıklar.

Bir eylemin iyi veya kötü olmasının verdiği sonuç açısından belli olduğunu ifade eden Gazzâlî, bunun akılla bilinebileceğini söyler. O, ahlâkî yargının yani iyi ve kötünün belirlenmesinde akla büyük önem vermiştir. Bununla birlikte aklın bu konuda tek başına yetersiz olabileceği görüşündedir. Bu nedenle akıl ve nakil arasında uzlaştırmacı bir yol izlemiştir.

Bireyin ahlâkî yetkinlik kazanımında Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ne gibi bir etkisinin olduğu hususunda İmam Gazzâlî özellikle hangi konular üzerinde durmaktadır?

Gazzâlî’ye göre peygamberler, kalp hastalıklarının başka bir ifadeyle manevi hastalıkların tabibidir. Gazzâlî’nin ifadesiyle insanın tek başına hayr ve şerri bütünüyle bilmesi mümkün değildir. Bireyin ahlâkî yetkinliğe ulaşabilmesi için Hz. Peygamber’in (s.a.v.) rol model alınması gerektiğini söyleyen Gazzâlî, bu konuda en iyi örneğin Hz. Peygamber (s.a.v.) olduğunu ifade etmiştir. Bu noktada peygamberlerin beşeri yönüne dikkat çeken Gazzâlî, peygamberlerin insan olmalarının sağladığı katkıyla diğer insanlara örnek teşkil ettiğini belirtmiştir.

Gazzâlî, insanın ahlâkını yetkinleştirmesi ve hem dünya hem de ahiret mutluluğuna ulaşabilmesi için peygamberlerin, bilhassa Hz. Peygamber’in ahlâkını kendisine örnek alması gerektiğini söyler. Çünkü Gazzâlî’nin ifadesiyle ahlâkî yetkinliğe ulaşma ve gerçek mutluluğu elde etmede nübüvvetin en üst derecesinde yer alan Hz. Peygamber’in (s.a.v.) nuruna ihtiyaç vardır. Gazzâlî’ye göre Allah-u Teâlâ, insanın doğruya yönelmesi ve hidayete ermesi için peygamberleri göndermiştir. Bu sebeple yüksek lisans tezimizde de ele aldığımız gibi Gazzâlî, ahlâkî yetkinliğe ulaşmada hem ibadetler hem de faziletler noktasında peygamberlerin örnekliği ve önderliğini göz önünde bulundurmuştur.

Nübüvvet kurumunun özellikleri ve peygamberlerin sıfatları, bu konuda bize neler söyler?

Gazzâlî’ye göre peygamberlik, Allah-u Teâlâ ile kul arasında irtibatı sağladığı için elzem bir makamdır. İnsan peygamberler sayesinde doğru ve sağlam bir din anlayışı elde eder. Bu noktadan hareketle Gazzâlî, peygamberlere iman etmenin şart olduğunu vurgulamıştır. Gazzâlî’nin ifadesiyle peygamberlik, Allah’ın kulları arasından bizzat kendisinin seçtiği bir makamdır. Bu nedenle hiç kimse istek ve çabayla peygamberliği elde edememiştir. Aynı şekilde bu görev verilen her peygamber, kusursuz ve mükemmel şekilde bu vazifeyi yerine getirmiştir.

Gazzâlî’ye göre din ve peygamberlik birbirinden ayrılamaz. Peygamberler olmadan din bütün esaslarıyla anlaşılamaz. Bu noktada Gazzâlî, eserlerinde peygamberlerin birtakım sıfatlarından söz etmektedir. Peygamberlerin sıfatlarını ikiye ayıran Gazzâlî, beşeri sıfatların diğer insanlara benzeyen yönleri olduğunu ifade eder. Bunlar yeme, içme, uyuma, evlenme gibi beşeri ihtiyaçlar ve gülme, ağlama gibi insanî duygulardan oluşur. Gazzâlî’ye göre peygamberler beşeri yönleriyle bile diğer insanlar için örnek teşkil eder. Peygamberlerin peygamberlik yönleri ise diğer insanlardan farklı ve üstün olan vacip sıfatlardır. Bunlar tebliğ, sıdk, emanet, fetanet ve ismet olmak üzere 5 temel sıfattır. Sonuç olarak peygamberler, bir beşer olarak diğer insanlarla ortak özelliklere sahiptir. Ancak vahiy almaları ve peygamberlik görevleri sebebiyle diğer insanlardan ayrılan yönleri mevcuttur.

Niçin özellikle toplumsal yaşam üzerinde durmak önemlidir?

İnsan, sosyal bir canlıdır. Tek başına bütün ihtiyaçlarını karşılayamaz. Hayatını idame ettirebilmek ve yetkinliğe ulaşarak mutluluğu elde edebilmek için diğer insanlarla bir arada yaşamını sürdürmesi gereklidir. Birey toplumsal yaşama muhtaçtır. Çünkü birey, toplum olmadan varlığını koruyamaz, yaşamını devam ettiremez. Toplumun dışında kalan, toplumun kaidelerinden uzakta yaşayan bir insan, Gazzâlî’nin deyişiyle toplumsal faydalardan uzak kalır. Bu sebeple toplumsal yaşam bir ihtiyaçtır. İnsanlar toplumsal yaşamın bir gereği olarak birbirleriyle yardımlaşırlar. Aralarında iş bölümü olan bir toplumda insanlar, ihtiyaçlarını daha kolay karşılama imkânı bulur. Gazzâlî’ye göre giyinme, barınma ve beslenme gibi ihtiyaçlar dünya düzeninin temelini oluşturur. Din düzeninin dünya düzenine bağlı olduğunu ifade eden Gazzâlî, dünya düzeninin ise toplumsal yaşamdan geçtiğini belirtir. Dolayısıyla Gazzâlî düşüncesinde toplumsal yaşam, din ve ahlâkla ilişkili olup birbirini etkiler. Bu sebeple insanın yetkinliği için ihtiyaçlarını karşılayacağı ve karşılıklı yardımda bulunacağı bir topluluk gereklidir. Böylelikle bir toplumda herhangi bir insanın faydasına olan şeyler bir araya gelmiş olur. İnsanların toplum oluşturup birbirleriyle yardımlaşması ve eksiklerini tamamlamaları gerekir ki; bu sayede mutluluğa ve yetkinliğe ulaşabilsinler. Toplum içindeki her insan, sorumluluklarını gereği gibi yerine getirdiğinde ahlâkî ve insanî yetkinlik sağlanmış olur. Gazzâlî de bu hususlara değinmiş, toplumun hem dinî hem de uhrevî faydaları olduğunu söylemiştir. Gazzâlî’ye göre insanlar birbirleriyle ne kadar yardımlaşır ve uyum içinde yaşarsa, o kadar ideal bir dünya düzeni oluşur. Sonuç itibariyle toplumsal yaşam, insanın hayatını kolaylaştırdığı gibi ahlâkî yetkinliğe ulaşmasına da imkân sağlar.

Toplumsal ahlaki yetkinlikte Hz. Peygamber’in (s.a.v.) rolüne dair Gazzâlî neler söylemektedir? Hz. Peygamber’in (s.a.v.) Allah (c.c.) merkezli ahlaki özelliklerine dair neler söylenebilir? Hz. Peygamber’in (s.a.v.) hangi sıfatları üzerinde durulmaktadır?

Gazzâlî, ahlâklı ve faziletli bir toplumda Hz. Peygamber’in (s.a.v.) örnek alındığını söyler. Gazzâlî’ye göre faziletli bir toplumda insanlar birbirini sever ve birlik beraberlik içinde yaşamını sürdürürler. Gazzâlî, insanların birbirini sevmesine “ülfet” adını verir ve ülfeti din kardeşliğinin temellerinden sayar. Gazzâlî, aralarında din kardeşliği olan, ayrılma ve bölünme yaşanmayan, insanların birbirlerine iyi ve hoşgörülü davrandığı, birbirleriyle yardımlaştığı bu toplumlarda Hz. Peygamber’in örnek alınması gerektiğini vurgular. Gazzâlî’ye göre halk Hz. Peygamber’in (s.a.v.) nasihat ettiği gibi vatanını sevmeli, sorumluluklarını yerine getirmeli, savaş ve tehlike durumlarında cihattan geri durmamalıdır. Dolayısıyla Gazzâlî düşüncesinde ahlâklı ve yetkin bir toplum için Hz. Peygamber’in emirlerine ve sünnetine uymak gerekir. Çünkü Hz. Peygamber, ahlâkî faziletlere uyma ve reziletlerden uzak durma noktasında insanlar ve toplum için en güzel örnek olma özelliğini taşımaktadır.

Gazzâlî’nin insanın ve toplumun ahlâkî yetkinliğe ulaşmasında peygamberlere bilhassa Hz. Peygamber’e verdiği önem yüksek lisans tezimizde detaylı olarak ele alınmıştır. Bunun yanı sıra tez sırasında danışmanım olarak ilgisi, desteği, önemli bilgi ve tecrübeleriyle çalışmamı bilimsel temeller ışığında şekillendiren sayın hocam ve danışmanım Doç. Dr. Hatice TOKSÖZ’le birlikte hazırlayıp yazdığımız “Gazzâlî’ye Göre Bireyin Ahlâkî Yetkinlik Kazanımında Peygamberin Rolü” isimli araştırma makalemiz de bu konuyla ilgili detaylı bilgi elde etmek isteyen okurlara faydalı olacaktır.