Çocuklarda Mahremiyet Eğitimi / Klinik Psikolog, Dr. Rukiye Karaköse

Mahremiyet eğitimi neleri kapsıyor? Bu eğitimin öneminden bahseder misiniz?
Mahremiyet eğitimi denince genellikle akla cinsel eğitim gelse de aslında mahremiyet eğitimi, bundan çok daha geniş bir kavramdır. Cinsel eğitim, çocuğun kendi cinselliğini tanıması, gelişim sürecinde cinsellikle ilgili yaşayacağı fiziksel ve duygusal farklılıkları öğrenmesi yanında, anne babasına sorduğu cinsellikle ilgili soru ve cevapları kapsar. Mahremiyet eğitimi ise cinsel bilgilerin yanı sıra daha ziyade kendisinin ve başkalarının özelinin/özel alanının farkına varması, sosyal hayatın içinde kendi özel alanını koruması, diğer insanların özeline saygı duyması, kendisi ile çevresi arasında sağlıklı sınırlar koyması gibi bilgileri içerir.
Bu eğitimi kız ve erkek çocuklara anne mi yoksa baba mı vermeli?
Mahremiyet eğitimi anne-baba tarafından verilir. Bu eğitimin verilmesi çocuğun ruhsal ve cinsel açıdan korunması adına çok önemlidir. 6 yaşa kadar anne, kız ve erkek çocuklara mahremiyet eğitimi verebilir. Zira pratikte her iki cinsiyetteki çocuğun da tuvalet, banyo, beden temizliği konularını anne takip etmektedir. Daha ileriki yaşlarda ise her çocuğa kendi cinsiyetinden olan ebeveynin eğitim vermesi daha uygundur.
Mahremiyet eğitimi zihinsel bir eğitim mi, reflektif davranışlara yönelik bir eğitim midir?
Çocuğa bazı kavramları bilgi olarak vermek ve bazı tanımlamalar yapmak gerekir. Bu yanıyla mahremiyet eğitiminin zihinsel bir tarafı olsa da önemli olan, çocukta bir refleks oluşturmayı başarmaktır. Böylece çocuk, zihnindeki bilgi ile refleksini ortaya koyup mahrem alanını koruyabilecektir.
Mahremiyet eğitimi ne zaman verilmeye başlanmalıdır?
Vücudun kişiye özel olan bölgeleri, bu bölgelerin gizlenmesi gerektiği her çocuğa iki yaşından itibaren yavaş yavaş anlatılabilir. Büyüdükçe de anlayabileceği basitlikte bilgiler verilmelidir.
Çocuklara giyinme soyunma, banyo, tuvalet mahremiyetini nasıl vermeliyiz? Bu refleksler nasıl kazandırılabilir?
Aile kendi inancına, düşüncesine göre çocuğun vücudunda mahrem alan tanımlayabilir. Bu alanın başkalarından gizlenmesi ve anne-baba ve doktorlar dışında bu bölgeye kimsenin dokunmaması gerektiği çocuğa öğretilmelidir.
Çocuk için tanımlanan özel alan aynı zamanda anne-babanın da özel alanıdır. Çocuk, anne-babasının bu bölgelerini görmek istediğinde aile müsaade etmemeli, bu alanların kişiye özel olduğunu belirtmeli ve kimseye gösterilemeyeceğini anlatmalıdır. Çocuk merak eder ve cinsel organlarla ilgili de sorular sorar. Bu konu çocuğa ancak o sorduğunda ve yaşına uygun bir dille ve yumuşakça anlatılmalıdır. Cinsel organlar, çocuk sorduğunda anne-baba üzerinden değil, çocuğun kendi cinsel organları ya da kitaplar üzerinden öğretilmelidir. Bu biçimde hareket edilirse çocuk, kendi mahrem alanını korumayı, başkalarının da mahrem alanlarına dokunmamayı ve bakmamayı öğrenecektir.
Anne babanın odasına girerken kapıyı vurması ve izin alması gerektiği öğretilmeli, bunu yapmadığında sakin bir dille uyarılmalıdır.
İlkokula başlandığından itibaren mümkünse kız ve erkek çocukların odası ayrılmalıdır. Çocuklar yaşı çok büyüdüğü halde anne baba ile yatmamalı, kardeş bile olsalar birlikte de yatırılmamalıdır.
Tuvalette ve banyoda iken kapıyı kapalı tutması gerektiği öğretilmelidir.
Küçük yaştan itibaren çocukları başkalarının yanında soyup giydirmemek, altını değiştirirken bile başka bir odaya götürmek, çocuğun mahremiyetine saygıyı gösterir. “Daha küçük” deyip çocuğu iç çamaşırına kadar başkalarının önünde soyup giydirmek doğru değildir. Bilhassa dört-beş yaşından sonra çocuğu iç çamaşırıyla yıkamak gerekir. İç çamaşırını çıkarırken ve mahrem bölgelerini temizlerken başı hafif yana çevirerek o alana saygı gösterdiğimizi hissettirmek çocuklarda mahremiyet duygusunun gelişmesine katkı sağlar. Çocukların yedi yaşından sonra banyoda kendi mahrem alanlarını temizlemelerine fırsat vermek de mahremiyet duygusunun gelişimi bakımından yerinde olacaktır. Yine kardeşleri dört-beş yaşından sonra birlikte banyoya sokmamak, sokulması zorunlu olan durumlarda ise onları iç çamaşırları ile yıkamak gerekmektedir. Sağlıklı bir mahremiyet duygusu açısından çocuğun başkalarının önünde elbiselerini çıkarmaması, giyinip soyunmaması gerektiği ayda birkaç defa tekrar edilerek çocuğa hatırlatılmalıdır. Tabi ki anne-babanın da çocuğun görmeyeceği bir alanda giyinip-soyunması da çocuğun bütüncül bir mahremiyet duygusu geliştirmesi açısından önemlidir.
Çocuğun taciz ve suiistimallere karşı korunması ve uyanık olması için nasıl bir yol izlenmelidir?
Çocuk kendinin ve başkalarının mahrem alanlarını ve bunlara saygı duyulması gerektiğini öğrenmelidir. Bunlara anne-baba ve doktor dışında kimsenin dokunmaması gerektiği öğretilmelidir. Rahatsız edici bir durumla karşılaştığında keskin bir şekilde “Hayır! İstemiyorum! Bana dokunma!” demesi ve çığlık atması öğretilmelidir. Bunun provası yapılabilir. Çocuğa gücü yettiğince çığlık atarak etraftaki bir başka yetişkinden (öğretmen, esnaf, polis vb.) yardım istemesi öğretilmelidir.
Çocuk kendinden üç-beş yaş büyük başka çocuklarla ve ergenlerle, yetişkinlerle uzun süre yalnız bırakılmamalıdır. Araştırmalara göre taciz olaylarının % 80’i maalesef tanıdıklardan gelmektedir. Bu yüzden “akrabamız, tanıdığımız” denilerek çocuklar kimseye kolay kolay teslim edilmemelidir. Yine araştırmalara göre tacizciler genellikle “hayır” diyemeyen, tabiri caizse pısırık çocukları tercih etmektedirler. O yüzden genel bir yaklaşım olarak çocuklarımıza, istemedikleri bir şeye “hayır” diyebilme iradesi kazandırılması, kendilerini ifade edişlerine saygı duyulması gerekir.
Mahremiyet eğitiminde yapılan yanlışlardan bahseder misiniz?
Kimi aileler “o daha çocuk” diyerek mahremiyet eğitimini ileri yaşlara bırakmaktadır. Bundan kaçınmak gerekir. Bazı refleksler küçük yaşta oturmazsa sonra kazandırılması zor olabilir.
Çocukları kardeşlerinden ayrı yatırma veya akrabalarla yalnız bırakma konusunda duyarsız olmak ne kadar yanlışsa anormal bir tepki verip çocuğa bunu “namus meselesi” gibi yansıtmak da o derece yanlıştır. Tedbirli olmak gerekir ama bunu bir paranoya şeklinde çocuğa hissettirmek onun psikolojisini olumsuz etkiler.
Çocuğa vermek istediğimiz her davranışı yetişkinler olarak önce bizim uygulamamız ve örnek olmamız gerekir. Mahremiyet dâhil her türlü değer eğitimi ancak örneklik yoluyla verilir.