Bebeklerin ve Annenin Beslenmesi (184.sayı)

Feyz: Efendim bebeklerin beslenmesi hususunda ne gibi tavsiyeleriniz olacak?
BEBEK SAĞLIĞI VE BESLENME
Faik Efendi: Önemli olan fazla miktarda yemek ve kilo almak değil, gerekli olan maddeleri dengeli ve yeterli miktarda almaktır.
Beslenmenin gebeliğin seyrinde ve sonucunda çok büyük etkileri vardır. Hamile olsun ya da olmasın kişinin sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesinin temelinde doğru ve yeterli beslenme yatar. Hamile kadınlarda beslenme ayrı bir öneme sahiptir. Gelişmekte olan bebeğinizin gereksinimlerini karşılamak ve onun sizin dışınızdaki yaşama yeterli olarak hazırlanmasını sağlamanın dışında rahat ve sorunsuz bir hamilelik ve lohusalık dönemi geçirmek için de doğru beslenmeniz gerekir.
Ciddi beslenme bozukluğu olan kadınlardan doğan bebeklerin sonraki yaşamlarında problemler yaşadığı bilinmektedir. Hamilelik süreci temel besin kaynakları olan karbonhidrat, protein, yağlar ile vitamin ve mineral gereksinimlerinin arttığı bir dönemdir. Buna bağlı olarak gereksinim duyduğunuz kalori miktarında da bir miktar artış söz konusudur. Ancak bu artış hiçbir zaman aşırı yeme-nizi gerektirecek kadar değildir. Gebe olan ile olmayan kadınlar arasındaki kalori gereksinimi farkı sadece 300 kaloridir ve bu her öğünde 1-2 kaşık fazla yenilerek karşılanabilecek bir farktır.
Enerji ve Kilo Artışı
Gebelikte kalori 3 nedenden dolayı gereklidir. Bunlar gebeliğe bağlı yeni dokuların yapımı, bu dokuların idame ettirilmesi ve gebe vücudun hareketi için gerekli olan enerjinin sağlanmasıdır. Gebe bir kadın gebe olmayana göre günde yaklaşık fazladan 300 kaloriye ihtiyaç duyar. Bu da yaklaşık %15'lik bir artış yani 2300 kalori/gün'dür. Günlük kalori gereksinimindeki artış sadece %15 iken bazı maddelerin gereksinimindeki artış 2 katına kadar çıkabilir. Bu durum fazla beslenmenin değil dengeli beslenmenin önemini açıkça ortaya koymaktadır.
Gebelikteki kalori tüketimi ilk 3 ayda en az düzeydeyken bu dönemden sonra hızlı bir artış gösterir.
Feyz: Kalsiyumun anne için önemi nedir?
Faik Efendi: Hemen herkesin bildiği gibi kalsiyum kemiklerin ana yapısında bulunan ve onların güçlü kalmasını sağlayan bir mineraldir. Ancak bu önemli ve vücudunuzun hergün gereksinim duyduğu mineralin görevleri bunlarla sınırlı değildir. Kalbinizin düzenli atması, kan pıhtılaşma sisteminizin düzenli işlemesi, sinirlerinizin sağlıklı çalışması ve kaslarınızın düzgün fonksiyon görmesi de kalsiyumun yardımıyla olur. Kalsiyum organizmanızın düzgün çalışmasında kilit rol oynar.
Vücuttaki kalsiyumun %99'u kemiklerde ve dişlerde bulunur. Geriye kalan %1 ise kanda ve yumuşak dokulardadır. Bu %1 oranındaki kalsiyum çok az bir miktar gibi görünse de son derece büyük bir hayati öneme sahiptir. Yukarıda söz ettiğimiz etkiler işte dolaşımda bulunan bu çok az miktardaki kalsiyum yardımıyla olur.
Feyz: Hamilelikte neden kalsiyum ihti-yacı artar?
Faik Efendi: Kişinin kalsiyum ihtiyacı daha doğmadan önce başlar. Karnınızda gelişmekte olan bebeğinizin de güçlü kemiklerinin ve dişlerinin olması için kalsiyuma gereksinimi vardır. Ayrıca sağlıklı sinir sistemi, kalp ve kas yapıları için de kalsiyum önemlidir. Tıpkı sizin olduğu gibi, gelişimini hızla devam ettiren bebeğinizin kalp atım ritminin normal ve kan pıhtılaşma sisteminin düzgün şekilde gelişmesi için yeterli kalsiyum alması şarttır.
Araştırmalar gebelik sırasında saatte 13 miligram ya da başka bir deyişle günde 250-300 miligram kalsiyumun plasentadan geçerek bebeğe ulaştığını göstermektedir. Buna göre doğduğu zaman bebeğinizin vücudunda yaklaşık 25.000 miligram kalsiyum bulunacaktır. Bebeğinizin vücudunda bulunan bu kalsiyumun tek kaynağı sizsiniz. Eğer hamileliğiniz sırasında yeterli miktarda almazsanız bebeğiniz gelişimi sırasında gereksinim duyduğu bu büyük oranda kalsiyumu sizin vücudunuzdan ve kemiklerinizden alır. Bu durum daha sonraki dönemlerde sizin kendi sağlığınızı olumsuz yönde etkileyebilir.
Feyz: Günlük ne kadar kalsiyuma ihtiyaç vardır?
Faik Efendi: Kadın ya da erkek, hamile ya da değil tüm insanların günde 1.000 miligram kalsiyum almaları gereklidir. 50 yaşın üstündekilerde bu miktar 1.200 miligramdır. Hamile kadınlarda ise günlük gereksinim normalden daha fazladır. Buna göre eğer hamile iseniz günde 1.200-1.500 miligram kalsiyum alma-lısınız.
Feyz: Yeterli kalsiyum nasıl alabiliriz?
Faik Efendi: Vücudun tek kalsiyum kaynağı besinler. Yapılan araştırmalar kalsiyum düzeylerinin toplumların beslenme alışkanlıkları ile yakından ilgili olduğunu gösteriyor. Özellikle gelişmiş toplumlarda kalsiyum eksikliği önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Sanılanın aksine kalsiyum sadece sütte bulunmuyor. Pek çok sebze de önemli oranda kalsiyum içeriyor. Biz bu açıdan özellikle Amerikalılara göre oldukça şanslıyız. Yoğurt başta olmak üzere peynir ve benzeri süt ürünleri soframızda her zaman yer bulmakta. Ancak tüm dünyada yaşanan globalleşme bizim beslenme tarzımızı da yavaş yavaş değiştirmekte. Bir düşünün hamile olmadığınız dönemde en son ne zaman süt içtiniz? Eğer hergün belirli miktarda süt ya da süt ürünü tüketmiyorsanız yeterli miktarda kalsiyum almadığınızdan emin olabilirsiniz.
Beslenme Alışkanlıklarımız Bozuk
Toplum olarak beslenme alışkanlıklarımızda süt ürünlerine fazlasıyla yer veriyor olmamız hamilelik sırasında kalsiyum alımına dikkat etmemeniz anlamına gelmez. Hatta doktorunuzun verdiği vitamin haplarından alıyor olmanız da sizi bu sorumuluktan kurtarmaz. Çünkü bu haplar yaklaşık 300-400 miligram kalsiyum içerir. Hamileyken günlük gereksiniminizin 1.200-1.500 miligram olması gerektiğini unutmayın. O halde geriye kalan ihtiyacı karşılamak için 2 yol var: Ya kalsiyum hapları alacaksınız ya da yediklerinize dikkat edeceksiniz.
Anne çocuğu emzirirken saat tutmalı, eğer çocuk emdikten 1,5-2 saat sonra ağlamaya başlarsa anne tüm işlerini bırakıp o çocuğu emzirmeli. Çünkü bebek anneyi emdiği zaman anne sütü bebeğin midesinde 45 dk.da hazmedilir ve mide boşalır. Bebeğin midesi boşaldığında mide de klorbik asit çıkar bu asit de bebeğin midesini yakar ve ülser yapar. Birkaç aylık çocuk ülserden ölür gider. Yazık olur çocuğa. O ateist doktorların sözüne bakmayacaksın efendim, 2-3 saatte bir süt vermek hikaye, yalan, aslı astarı yok, inanmayın.
Bebeklerin Ağlamasına Üzülmeyin
Resullah Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyuruyor ki; "Bir yaşını dolduruncaya kadar çocuğunuzun ağlamasına üzülmeyin" buyuruyor. Çocuğun ilk 4 ay ağlaması La ilahe illallah zikridir, ikinci 4 ay ağlaması Muhammedurresulullah zikridir, üçüncü 4 ay ağlaması "Ya Rabbî annemi, babamı ve beni affeyle" diye duadır. Kafirin çocuğu için de ilk iki 4 ay için aynı, üçüncü 4 ay ağlamasına gelince "Ya Rabbî annem ve babam iman etmediği için onlara lanet et" diye çocuğun bedduasıdır. Onun için gayri Müslim bir kadın hamileyken ölürse Müslüman mezarlığına defnedilir. Çünkü çocuğu İslam fıtratı üzerine doğacak. Cenab-ı Allah ayette "Benim indimde hak din İslam'dır" buyuruyor.
Bugün bozulmamış Hıristiyanlık yok, Yahudilik de yok, onlar Hz. İsa'ya ve Hz. Musa'ya aitti. Bugün için o dinler lağvedilmiştir, İslam gelmiştir. Zaten bütün dinler de İslam'ı talim etmek için gelmiştir. Bütün peygamberler de İslam davası için gelmiş, İslam'ı konuşmuşlardır.
Dikkat Bebeğe Demir Sakıncalı
Sonra mesela 8-10 aylık veya 5-6 aylık çocuk hastalanıyor doktora götürüyorsun, doktor diyor ki; anne sütünde demir yoktur, o yüzden bebeğe demirli şurup veriyor. Sakın ha böyle bir şey kullanmayın. Şurup alırken eczacıya sorun eğer şurupta demir varsa katiyen vermeyin çocuğa. Neden? Yahu beyinsiz herif sen Allah'tan daha mı iyi biliyorsun. Allah o çocuğu yaratırken onun karaciğerine, bir yaşına kadar olan demir ihtiyacını depo ediyor. Onun için zaten anne sütünün ilk bir sene demire ihtiyacı yoktur. Sakın ateist doktorların bu telkinine kulak asmayın yoksa yazık olur çocuğa, ülser olur ve ölür gider. Bunun hesabını o ateist doktor verecek ama sende ebeveyn olarak bilinçli olmalısın.
Allah annenin yediği yiyeceklerin içinde ki demirin anne sütüne geçmesine 1 sene boyunca müsaade etmez. Çocuk bir yaşını doldurduğunda vücut ihtiyacına göre annenin sütü, çocuğun ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde değişir Allah'ın izni ile. Dikkat edin çocuklar daima Allah'ın kontrolü altındadır. O bakımdan çocuğun neye ihti-yacı varsa Allah-ü Teâla ona göre anne sütünü şekillendirir.
Hamile Kadınlara İyi Bakın
Hamile kadını da süt ve yoğurtla besleyin. Yoğurt sütün hazmolmuş şeklidir. Yaşlılara yoğurt tavsiye edilir, yoğurt direk olarak kana karışır. Süt ise direk kana karışmaz, ilk önce yoğurt olur sonra kana karışır. Onun için gençlere süt, yaşlılara da yoğurt tavsiye edilir, sebebi budur.
Hamile kadınlarınıza iyi bakın, onlar için kesenin ağzını açın ve böylece doğacak yavrunuzun sıhhatli olmasına dikkat edin. Fuzûlî masrafları kaldırın, onların yerine günde 10-15 hurmayla, badem içi yedirin. Mesela kadın süt içmek istemez, hiç olmazsa günde yarım litre veya bir litre sütü zorla da olsa içmeli ve yarım kilo da yoğurt yemeli. Sizde eşlerinize bu konuda ısrarlı olun. Kadın bunları yemezse kendi de çocuk da kalsiyumsuz kalır. İkisine de yazık olur. Öyle çocuklar doğuyor ki, doktorlar bu çocuk biraz hastanede kalsın, kanlansın canlansın sonra alırsınız diyor. Öyle doktorlara da bırakmaya gerek yok. Bakın yulaf unu, süt ve biraz da su, bu extra mamadır çocuk için. Aynı zamanda çocuğu yaz ishallerine karşı da korur, sindirim sistemini ülsere ve gastrite karşı da korur.
Uyku sıkıntısı çeken yaşlılara da yulaf unundan yapılan çorba rahat bir uyku için birebirdir. Yulaf şeker hastalığına da iyi gelir. Gayet ince doğranmış bir avuç yulaf sapını 1 litre suda kaynatacaksın, şeker hastalığı için her gün taze taze içeceksin. 5-6 hafta sonunda kan tahlili yaptırdığında farkı görürsün. Kanda ki şeker üç yüzün üstüne çıksa hatta biraz daha geçse bile bu yulaf sapı şekeri normale indirir. Vücut içinde besleyicidir. Şeker ilacıysa vücudu beslemez sadece kandaki şeker oranını düşürür.
Resullullah "hamile kadınlara her gün süt içerirseniz erkek çocuk zeki, kız çocuk fiziksel olarak güzel olur" buyurmaktadır.
Diyelim çocuk doğdu. Anneye hurma verirseniz, çocuk ağırbaşlı olur. Yanına badem de koyun. Badem de kalsiyum vardır. Ailenizi beslemezseniz çocuk annedeki demiri alır. Anne zayıf düşer, hastalanır.
Feyz: Efendim hamileliğin ilk aylarında anne adaylarına neler tavsiye edersiniz?
Faik Efendi: Hamile iken kadında çok bulantı olur. Eğer kansızsa ve demire ihtiyacı varsa akşamları iki elma ve 100 gr. kuru üzüm yesin ve buna en az 1-2 ay devam eder, o zaman kanını ölçtürür. Eğer 1-2 ayda normale dönmezse yine aynı şekilde bu tedaviye devam eder. Ta ki kandaki demir normal düzeye gelene kadar devam eder. Bulantı zamanında bir bardak kaynamış suya bir kahve kaşığı kuru nane koysun, biraz demlensin ama çok koyu olmasın, koyu olursa bulantı artabilir. Bulantı esnasında elma ve ayva da bulantıyı bastırır. Hamile kadın 4 ayı doldurdukta sonra devamlı ayva yese doğacak çocuğu güzel olur. Çünkü Peygamberin zama-nında çocukların hepsi çirkin doğmuş. Peygamber "Ya Rabbî benim kavmimin çocukları hep çirkin doğuyor" diyor. Allah-û Teâla'da "Onlara söyle hamileliğinin 4 ayını doldurduktan sonra devamlı ayva yesinler çocukları güzel yüzlü doğar" diyor. Zaten güzel anne babadan güzel çocuk doğar ama bu şe-kilde de güzel olur yani.
Feyz: Efendim hipotireid (triod bezinin çalışmaması) hastalığına ne tavsiye edersiniz?
Faik Efendi: Çekilmiş 500 gr. çörek otu ve 1500 gr. süzülmüş balı karıştırırsın, üzerine bir su bardağı zeytin yağı dö-kersin.Yüz gr. da sinameki ile karıştı-rırsın. Bu karışımı sabah akşam birer yemek kaşığı yersin. Bunun birçok hastalığa faydası vardır. Almanya'da bir Alman doktor çörek otunu inceleyerek 97 sayfalık bir rapor hazırlamıştır. Raporda özetle şöyle deniyor; insan vücudunun her organının ihtiyacı olan madde çörek otunda mevcuttur diyor. Efendimiz (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) de buyuruyor ki; "Çörek otu ölümden başka her derde devadır." İşte bu rapor Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Efendimizin hadis-i şerifini doğruluyor. Bizde tedavimizin ışığını bu yoldan alı-yoruz. Bütün hastalıkları bununla tedavi ediyoruz. Bunaklığa ve zekaya da faydası vardır. Migren, sinüzit, hepatit B, hepatit C hastalıklarını bu çörek otu ve balla tedavi ettim. Ülser, gastrit, idrar yolları enfeksiyonu, rahim iltihabını bunları da aynı şekilde tedavi ettim. Yani bütün hastalıkları bununla tedavi ediyorum ben. Bu tedaviye 2-3 ay devam edilirse muhakkak sonuç verir. Şikayet sona erene kadar kullanılmalıdır.
Özürlü Olan Bayanlara Reçete!
Kadın organında iltihap olabilir. Bu durumda çörek otu ve bal tavsiye ede-rim. Çocuğun düşmemesi içinde çok önemlidir bu. Kadın hamile, vücudu zayıf, kansızsa günde iki elma yedireceksiniz. Sonra saat 10'da 100 gram kuru üzüm yedireceksiniz. Saat 15'de yine kuru üzüm, çekirdekli iri kahverengi. Sonra yarım kilo kaynamış süte bir adet muz eritirsiniz. Bunun içine bir yemek kaşığı süzülmüş bal koyarsınız. Sabah aç karnına içirirsiniz. Çok güzel kan yapar. Muzda demir vardır. Sütte kalsiyum vardır.
Düşükleri Önlemek İçin Neler Yapılmalı
Rahimdeki çocuğun düşmemesi için bir bardak kaynar suya bir çay kaşığı ada çayı koyacaksın 15 dakika demleyeceksin. Başka bir su bardağının yarısına ada çayını koyacaksın. Bunun üzerine süt koyacaksın. Bardak süt ve ada çayıyla dolacak. Bunun üzerine bir yemek kaşığı bal vereceksin. Doğum yapana kadar aç karna vereceksin, her sabah. Böyle yaparsanız çocuk sıhhatli doğar. n