Müstağnilik Nedir? / Şenel İlhan Beyefendi’nin Sohbetinden

Tarih: 2020-12-01
İnsanoğlu gerçekten aciz bir varlıktır ve kendi aczini belki en iyi şu örneklerde görür: Bebeklik yılları, yani doğduğu ve bütün ihtiyaçlarını annesinin karşıladığı yıllar… Öylesine aciz ve güçsüzdür ki bu yıllarda, süt kovasının içinde, ziyafet sofrasının yanında olsa ihtiyacını gideremez. Yaşamını devam ettirebilmesi için kesinlikle dışarıdan bir güce ve yardıma ihtiyacı vardır.
Emrinde hizmetçiler veya askerler olan, hatta halkına “Ben sizin Rabbinizim” diye iddiada bulunan firavunlar, dünyaya hükmetmiş krallar da dâhil her insan bu dönemleri yaşar. İşte yüce Rabbimiz, bizler böyle bir bebekken, ihtiyaçlarımızı görmesi için annelerimizin sevgi ve şefkatini bizlerin hizmetine memur kılmıştır. Bu şekilde en aciz durumlarımızda bizlere ikram etmiştir. Bunu hiç unutmamak gerekir. Nitekim Hakka ve yaratıcısına karşı kibirlenen insanlara yüce Rabbimiz insanın geçirdiği bu dönemleri Kur’ân’da sıklıkla hatırlatır:
“Allah, sizi annelerinizin karnından hiçbir şey değilken çıkardı ve umulur ki şükredersiniz diye işitme, görme (duyularını) ve gönüller verdi.” (Nahl 16/78)
Yine diğer bir can alıcı örnek ihtiyarlık halleridir. İnsan ihtiyarlık hallerinde tekrar bebeklik yıllarındaki aciz haline döner. Vücudundan bütün gücü kuvveti alınır, çevikliği gider, yürümekte, ihtiyaçlarını gidermekte zorlanır. Birilerinin bakımına muhtaç hale gelir.
“Allah O’dur ki, sizi zayıf bir nutfeden yarattı; sonra bu zafiyetin arkasından bir kuvvet (güçlü bir insan) yaptı; sonra bu kuvvetin arkasından (yine) bir zafiyet ve ihtiyarlık meydana getirdi. O, dilediğini yaratır. O, Alîm’dir (kulların bütün hallerini bilir), Kadîr’dir (bütün değişikliklerini yapmaya gücü yeter).” (Rum 30/54)
Devamını dergimizden okuyabilirsiniz.
Abone olmak için lütfen tıklayın